Tasarruf mu Ediyoruz,İsraf mı Ediyoruz?

klinik farmakoloji dosyası
Acı İlaç

Son günlerde moda deyimi ile her şeyde “ tasarruf (!) ” başladı. Bir taraftan deveyi hamudu ile yutanlar aklanır ve serbest dolaşırken, olmayan sağlık harcamalarını azaltmaya çalışıyoruz ve bunun da başında vur abalı misali “ilaç” geliyor.

Bu güne kadar dünyada hiç bir ülkede tasarruf tek başına ilaçla yapılamamıştır. Dibe vurmuş sağlık eğitimi ile neyi nasıl düzelteceksiniz?

Doktorlar yenilikleri veya yeni ilaçları nereden ve nasıl öğreniyorlar? Mezuniyet sonrası eğitimimiz dünyada kaçıncı sırada? Türkiye’de ilaç listelerini kimler, nasıl hazırlıyor?....Bu ve benzeri soruları sayfalarca sıralayabiliriz. Bir faydası olacaksa (!) bunu da yapalım ama ben şahsen çok faydalı olacağına inanmıyorum.Yazmaktan biz bıktık ama bazıları gerçekleri görmemekten bıkmadı.

TASARRUF İSTİYORSANIZ NEDEN TEDAVİ DEĞERİ OLMAYAN İLAÇLARIN REÇETE EDİLMESİNE MÜSAADE EDİYOR VE BUNLARIN BEDELİNİ ÖDÜYORSUNUZ?...

Neden daha Avrupa’nın birçok ülkesinde ruhsat almamış veya alamamış ilaçlara hemen ruhsat veriyorsunuz? Bundan kimler ne çıkar sağlıyor?...

Mesela, en zengin ülkelerin bile sınırlama getirdiği, migren ilaçlarını (Triptanları) neden ödüyorsunuz?..Fransa’nın bile ancak %65’ini, o da özel endikasyonunda, ödediği koksibleryetkililerimizin sayesinde ihya oldu...

Hipertansiyon tedavisinde bütün dünyanın ilk tercih kabul ettiği (farmakoloji derslerinde halen böyle okutuluyor!) diüretikler Türkiye’de bulunmuyor ve yerlerine çok daha pahalı kalsiyum antagonistleri (NORVASC liste başı oldu, bu arada bu konuda Bağ-Kur’a sevgilerimizi iletiriz),anjiyotensin reseptör antagonistleri kullandırılmakta. Hangi tasarruftan söz ediyorsunuz?

Tasarruf tedbirlerinin diğer acı yönü, kalitesi belli olmayan ilaçların halka verilmesidir. Tasarrufu düşünenler keşke bir nebze aklıselim bilgisine sahip olsalardı. Bozuk ilaçla yapacağınız tedavi(!) bir taraftan hastalık süresini uzatacak, hastalığın şiddetini arttıracak ve ölüme kadar giden olaylara neden olacak, diğer taraftan da verdiğiniz tüm paralar boşa gidecek ve sonuçta her şey de olduğu gibi “hastayı tedavi edemedi” diye doktorlar suçlanacak.

Kalitesi belli olmayan ilaçları kullandırmak ile toplu infa arasında hiç fark yoktur ve teammüden adam öldürmektir.

Ama bununla nüfus planlaması düşünülüyorsa insanları öldürmek için daha ucuz yöntemler bulunabilir!....

Bu memlekette acaba hukukçularımız, olur olmaz işler için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne gidenler, tüketici hakkını sözde koruyanlar ne yapıyor?

 

Prof. Dr. F. Cankat Tulunay

A. Ü.Tıp Fakültesi Farmakoloji ve Klinik Farmakoloji ABD öğretim üyesi,

Klinik Farmakoloji Derneği Başkanı

Fax: 0 312 311 64 95

tulunay@dialup.ankara.edu.tr