ALLAH İLE ALDATANLAR, HASTALIKLA KORKUTANLAR

klinik farmakoloji dosyası
Acı İlaç

Bir aydır domuz gribi ile yatıp domuz gribi ile kalkıyoruz. Önce aşı bulduk bulamadık muhabbeti, sonunda birçok ülkeyi geride bırakarak 500.000.000 TL ödeyerek 43 milyon doz aşı anlaşması yapma başarısı (!), sonra aşıya karşı çıkanları idam etmeye kalkma (!) sonra başbakanın aşı olmayacağını açıklaması vs vs vs… SB hergün ölüm borsasının sayılarını açıklıyor ve halkı korkuya sevkediyor. Dün tek bir kazada 7 kişi hayatını kaybetti, her gün kaç kişi kanserden, kalp rahatsızlığından ölüyor? Bebek ölümlerinde halen dünyada önde gelen ülkelerdeniz, neden her gün babak ölümlerinin sayısı açıklanmıyor? Türkiyede ölümün adı domuz gribi oldu. Sabah ölüyor 2 saat sonra TV ve gazetelerde domuz gribinden öldü deniyor. Bu hızla dünyada tanı koyan yok, gerisini siz anlayın....

Bu güne kadar, Kanada, USA, Meksika ve Avusturalya-Yeni Zellendadan elde edilen ve yayınlanan (JAMA, Lancet, NEJM Ekim-Kasım2009 sayıları) bilgilere göre domuz gribinin bulgu-belirtileri ve kliniği, normal gripten daha tehlikeli değildir. Ölüm oranları arasında da anlamlı bir fark yoktur. Diğer griplerden fark N1H1’in çok hızlı yayılmasıdır.

ABD de bile aşı herkese yetişmeden salgının biteceği konuşulmakta ve Türkiyede de durum çok farklı değil. Ama aşıcılar ve aşıdan rant sağlayanların cevabı hazır.. İkinci dalga geliyor!!!!. Hatta sözde bilim kadını olduğunu iddia eden birisi TV lerde 2. Dalganın gününü bile söylüyor!!! Keşke saatinide söyleseydi!... ABD deki uzmanlar ise (Dr. R. Henzel, H1N1 uzmanı ve ABD Enfeksiyon Hastalıkları Derneği eski başkanı) salgının 4-8 hafta daha süreceğini ve ondan sonra tedricen azalacağını ve hatta bazı bölgelerde azalmanın başladığını söylemekte (http://health.usnews.com/).

Hastalığın son durumu nedir? DSÖ, 1 Kasım 2009 tarihli raporuna göre (http://www.who.int/csr/don/2009_11_06/en/index.html) 199 ülkede kesinleşmiş H1N1 pandemik inflüenzaya bağlı 6000 ölüm vak’ası var. H1N1 pandemisi sebebi ile inflüenza benzeri hastalık (ILI) dolayısı ile doktora müraccat edenlerin sayısı geçen senelere gör yanlız %8 artmış. Bunun en büyük sebebide halkın, basın ve sağlık otoriteleri tarafından korkutulması.

1 Kasım 2009 tarihli DSÖ bölgelerine göre veriler (BİRÇOK ÜLKEDE AŞILAMA YOK): (http://www.who.int/csr/don/2009_11_06/en/index.html):

BÖLGE VAK’A ÖLÜM
Afrika (AFRO) 14.109..... 76
Amerika (AMRO) 185.067 ..... 4.399
Doğu Akdeniz 22.689...... 137
Avrupa (EURO) 78.000 ...... 300
Güney-doğu Asya (SEARO) 44.147 ..... 661
Batı Pasifik (WPRO) 138.288 ..... 498
TOPLAM 482.300 ......6.071

Domuz gribinde Sağlık Bakanlığı sınıfta kaldı..

Sağlık Bakanlığının gereksiz ve sebebi anlaşılmaz kampanyası medyanın etkisi ile çığ gibi büyüdü ve herkese korku saldı. Buna ilave bilen ve bilmeyenin konuşması, kıraldan fazla kıralcı bilim adamlarının rant kavgası, başbakan dahil herkesin kafasını karıştırdı. Sağlık Bakanının aşıya karşı çıkanlar hakkında suç duyurusunda bulunacağını açıklaması vatandaşın “acaba bizden saklanan birey mi var?” sorusunu sormasına yol açtı. Karmaşaya Başbakanın “ben aşı olmayacağım diyerek, sert bir biçimde Sağlık Bakanını uyarması” ve daha sonra “ABD deki aşıların bizim kullandıklarımızdan farklı olduğunu” açıklaması konuyu işin içinden çıkılmaz hale getirdi… Bu konuda Başbakan yerden göğe haklı ve görüldüğü kadarı ile, başbakanın danışmanları SB danışmanlarından daha bilgili… Birinci hata Başbakan ve Cumhurbaşkanının onayı olmadan onların aşı olacaklarının açıklanması. Bunu söyleyebilmek için o kişilerin sağlık durumlarının çok iyi bilinmesi, aşının kontrendike olup olmadığının bilinmesi gerekir… İkinci hata, başbakanında belirttiği gibi, aşının yan etkilerinin tam olarak kamuoyuna açıklanmaması ve üçüncü hata da ABD ve Avrupada kullanılan aşıların emniyet yönünden farklı olduğunun yine kamuoyundan saklanmasıdır.
Korkuya dayalı ilaç pazarlaması…

“Fear based marketing” korkuya dayalı pazarlama dediğimiz sistem son senelerde ilaç firmaları tarafından sıkça kullanılan bir yöntem oldu. İki senedir halkın sağlığını koruma bahanesi ile Türkiyede de Sağlık Bakanlığı ve bilmeden bazı basın-yayın kuruluşları tarafından kullanılmakta… Önce “deli dana hastalığı” çıktı. Hastalık abartıldı ve vatandaş et yiyemez hale geldi.. Arkasından “kuş gribi” başladı ve durup duruken vatadaşın 3-5 tavuğu yok yere telef edildi ve milyonlarca liralık Tamiflu depolandı. Nerede bu Tamiflular? Kaç kişiye kullanıldı ve stoklarda ne kadar var?.. Bu sene moda “domuz gribi”. Herhalde seneye at veya eşek gribi ile karşılaşacağız??!!

Beşyüz milyon liralık domuz gribi aşısı bağlantısı yapıldı. Sağlık Bakanımızın beyanına göre doz başına 9 dolar civarında ödüyoruz ve 43 milyon doz alacağız. Dünya piyasalarında aşı 2 dolardan başlıyor. Sayın bakan bir TV programında virus değişikliğe uğrarsa elimizdeki H1N1 aşılarının yeni suşa karşı geliştirilen aşı ile değiştirileceğini ve doz başına 1.11 TL (0.5 euro) ödeyeceğimizi açıkladı. Demekki aşının esas fiyatı 1 TL nin de altında… Türkiyede kullanılan ve yumurtadan elde edilen aşılar en eski teknoloji ile üretilen aşılar. Bazı aşıların, özellikle çocuklarda, tek dozda yeterli immünite sağlayamayacağını herkes kabul ediyor… Bu aşılama kampanyasının Türkiyeye maliyeti 1 milyar doları geçecek (enjektör, alkol vs sarf malzemesi, insan gücü maliyeti, yoğun bakımlara yapılan acil yatırımlar vs hesaba katıldığında). Bunun karşılığında gerçekten ne kazanıyoruz, yoksa birilerini zengin mi ediyoruz?
Aşı nekadar koruyucu? Aşıyı üretenler dahil bunun cevabını kimse bilmiyor. DSÖ nün 5 kasım tarihli raporuna göre hastaların büyük çoğunluğu herhangi bir tedaviye ihtiyaç göstermemekte. Tedaviye ihtiyaç duyulanlarda ise ilk 2 günde Tamiflu verilirse kısa sürede iyileşme sağlanmakta. Ölenlerin büyük kısmında ise altında başka rahatsızlıklar mevcut.

Aşı, altı ay-35 ay arasındaki çocukaların %25’inde, 3 yaş-9 yaş arası çocukların ise %55’inde bağışıklık sağlamakta. Yapılan klinik çalışmalar göstermiştirki antikor titresi 1:40 veya daha fazla olduğunda aşı ancak kişilerin %50 sini koruyabilmekte. Bu konuda bilgi sahibi olmada fikir beyan edenlerin bırakın literatür araştırmasını, en azından aşının prospektüsünü okumalarını öneririz (http://www.fda.gov/downloads/BiologicsBloodVaccines/Vaccines/ApprovedPro...) . Bakın aşı üreticisi ne diyor? 18-65 yaşlarda aşı kişlerin ancak %48.7 sind, 65 yaş ve üzerinde ise ancak %35 serokonversiyon sağlamakta. Bunun anlamı, en iyimser tahminle, aşı yapılan her dört kişiden birisinde etkili, başka bir deyişle aşı yapılanların %75 inde koruyucu etki yok. Bu arada antikor titresi ile koruculuk arasında da bir korrelasyon kurulmuş değil.

Bu arada güney yarım kürede Avusturalya ve Yeni Zellenda aşısız olarak kış sezonunu geçirdi ve bu ülkelerdeki domuz gribi sonuçları NEJM da (8 Ekim, 2009) AZIC çalışması olarak yayınlandı. Yine Meksika ve Kanada sonuçları JAMA da (4 Kasım 2009) yayınlandı. Bakın bakalım hastalık ne kadar korkutucu??????

Not:
1. Gelecek yazımızda domuz gribine devam edeceğiz ve soracağız.. Yapılan aşılar hangi seviyede antikor yaptırıyor? Bunları kim ölçüyor? Aşı olanlar ve olmayanlar arasında ölüm oranını nasıl? Bunu takip eden var mı? Aşı olanların kaydı nasıl tutuluyor???
2. Gelecek yazımızda rahim ağzı aşısının (Gardasil ve Cervarix) klinik araştırmalarının büyük kısmını yapan ve yayınlayan Dr. Diana Harperin itiraflarını yayınlayacağız. Vicdan azabından geceleri uyuyamadığının sebeplerini öğreneceğiz.
3. ABD de Doktorların etkisi ve emniyeti bilinmeyen aşılara müsaade ettiği için FDA hakkında açtıkları davayı takip edeceğiz.
4. İngiltere Sağlık Örgütü “Health Protection Agencyé nin 16 Ağustosta doktorları bu aşıların çok ciddi santral sinir sistemi yan etkileri yönünden uyarıldığını ve doktorlardan dikkatli olmalarının istendiği bizim yetkililer tarafından acaba inceledi mi?
5. Sayın Önder Sevindik, 10.7.2009 tarihinde sizden Nidazol-M isimli ilacınızla ilgili bilgi rica etmiştik. Nezaket gösterip verdiğiniz cevapta “Tüm ilgili birimlerdeki arkadaşlarımız yaz tatilinde olduklarından size istemiş olduğunuz konular ile ilgili bilgileri ancak tatil dönüşü iletebileceğiz.” Demiştiniz. Umarım ilgili arkadaşlarınız tatilden dönmüştür ve lütfedip bu bilgileri bize gönderirsiniz.
6. İstanbulda be yıldızlı bir otelin oda kasasında 10.000 dolar unutan bir komisyon üyesi varmıdır? Yetkililer bu üyeyi tanıyor mu? Tanımıyorlarsa, acaba araştırma zahmetine katlanırlarmı?
6. EKTE FDA ONAYLI BİR AŞININ PROSPEKTÜSÜ VERİLMİŞTİR. Post-marketing yan etkiler, aşının etkenlik ve emniyeti görülebilir.

İndirilebilir Dosyalar