Vatan Hainliği “Konjenital”midir, Yoksa “Edinsel”midir?

klinik farmakoloji dosyası
Acı İlaç

Tanımlamalara göre ülkesinin zararına yapılan her türlü eylem vatan hainliğidir. Neden kişi kendi vatanının aleyhine çalışır? Tabiiki bunun başında para gelir. Vatan hainliği, illa casus olmak, gizli bilgileri düşmana satmak gibi olaylar değildir...Mesela olmayan endikasyonlar için ilaç satmak, bile bile bozuk ilaçları pazarlamak, fahiş fiyatla ilaç satmak, doktor ve hastaları kandırmak, sahte makale yazmak,  gibi yüzlerce eylem sayabiliriz.

Geçtiğimiz ay (15-18 Mayıs) Washington’da 10. ISPOR (International Society For Pharmacoeconomics and Outcomes Research) kongresi yapıldı. Binden fazla araştırıcının katıldığı bu Kongre’de Türkiye’yi 3 kişi (!) temsil etti ve 2 tebliğ sundular. Tebliğlerden birisi bize, diğeri Lundbeck firmasına aitti. Lundbeck bu tebliğ ile Türkiye’de de farmakoekonomik analiz yapılacağını gösterdi….

Kongre’de ağırlıkla tartışılan konulardan birisi geri ödeme sistemleri ve geri ödemeye esas teşkil edecek farmakoekonomik analizler idi. Klinik araştırmalar sırasında yapılan farmakoekonomik (özellikle add on araştırmalar) fazla bir anlamı olmadığı, “real life-gerçek hayat” araştırmalarına ihtiyaç olduğu vurgulandı.

Bazı “edinsel vatan hainlerinin”  iddia ettikleri gibi başka ülkelerde yapılan araştırmaların, diğer ülkelerde kullanılamayacağı, herkesin kendi farmakoekonomik analizlerini yapmaları gerektiği üstüne basılarak vurgulandı.

***

İlaç şirketlerinin yeni hedef kitlesi: Bebekler (Akşam gazetesi, 5.6.2005).

Bir bebekler kalmıştı! Habere göre 0-1 yaşa bile antidepressan tavsiye ediliyor ve beyanat veren doktor hanım “Çoğu ilaca ait klinik verilerin birikmesiyse 10-20 yıl alıyor. Bu zaman zarfında klinisyenlerin ilaç reçetelendirmesi konusunda herhangi bir kısıtlama yok'.” diyebiliyor. Bilmiyor ki tüm gelişmiş ülkelerde çocuk ve genç erişkinlerde birçok antidepressan yasaklandı!.. HADE ise ayrı bir sömürü düzeni…

 ***

Ülker Hero Baby 2 (www.bebek.com):

•Vücudun bağışıklıkla ilgili savunma mekanizmalarını güçlendirir.

• İshal ve alerjiyi önler. 

• Sindirimi kolaylaştırır.

• Enfeksiyonlara karşı direnci artırır.

• Bebeğin özellikle bu dönemde artmış olan DEMİR, ESANSİYEL YAĞ ASİTLERİ ihtiyacını karşılar…"

Bakın bu konuda benzer reklam yapan bir firmaya FDA ne cevap veriyor: (http://www.casewatch.org/fdawarning/prod/2005/uas.shtml):
 

“Yapılan incelemeler sonucu firmanızın (UAS Laboratories) FDA kanunlarını ciddi şekilde çiğnediği görülmüştür. Web sayfanızda yaptığınız yayınlar probiotik ürünlerinizi ilaç olarak tanıtmaktadır. İddialarınız ürünlerinizin hastalıkları tedavi edici veya hastalıklardan koruyucuolduğu yönündedir. Buda FDA kanunlarının ciddi ihlalidir. 15 gün içinde bunları düzeltmez iseniz, ürünlerinize el konacak ve/veya kanun dışı ilaç imalat ve dağıtımı ile suçlanacaksınız.”

Türkiye’de halen Tarım Bakanlığı marifeti ile insan sağlığı ile oynanıyor. Bunun en son örneği Aloa vera’da yaşandı ve Sağlık Bakanlığı’nın basiretli davranışı sonucu ikinci “ZAKKUM” olayı önlendi… Bırakın insan sağlığı ile Sağlık Bakanlığı, hayvan sağlığı ile Tarım Bakanlığı uğraşsın. İnsan konuşan hayvandır diyorsanız, söyleyecek sözümüz yok!!!

***

İnsana kıymet veren ülkelerde 2. nesil antipsikotiklerin ölüme neden olduklarından dolayı demansta kullanımı yasaklanırken Türkiye’de bedelleri devlet eliyle ödeniyor…

ZYPREXA, ABILIFY, RISPERDAL ve SEROQUEL ile yaşlı demanslı hastalarda yapılan 17 plasebo kontrollu çalışmanın 15 tanesinde bu ilaçların plaseboya nazaran 1.6-1.7 kere daha fazla ölüme neden olduğunu göstermiştir..( http://www.fda.gov/cder/drug/advisory/antipsychotics.htm) .

Bakın ZYPREXA’nın ABD prospektüsünde ne yazıyor “patients with dementia-related psychosis treated with atypical antipsychotic drugs are at an increased risk of death compared to placebo. Analyses of seventeen placebo-controlled trials (modal duration of 10 weeks) in these patients revealed a risk of death in the drug-treated patients of between 1.6 to 1.7 times that seen in placebo-treated patients. Over the course of a typical 10-week controlled trial, the rate of death in drug-treated patients was about 4.5%, compared to a rate of about 2.6% in the placebo group. Although the causes of death were varied, most of the deaths appeared to be either cardiovascular (e.g., heart failure, sudden death) or infectious (e.g., pneumonia) in nature. ZYPREXA (olanzapine) is not approved for the treatment of patients with dementia-related psychosis”.

Türkler şerbetli mi????

NOT:  

NICE’ın Alzheimer ilaçları ile ilgili kararlarını kabul etmeyen Türkiye Pfizer bakın ne diyor:

” Pfizer, NICE'in degerlendirmesini birçok açidan kabul edilemez nitelikte bulmaktadir… Asetilkolinesteraz inhibitörleri olarak bilinen Alzheimer ilaçlari, hastalığı tamamen tedavi etmese de belirtilerin ilerlemesini yavaslatabilmektedir. Bu, bazı hastaların, çocuklarının ve torunlaının adlarını hatırlaması, mektup yazabilmesi, otobüse binebilmesi, emekli maaslarını almaya gitmesi ve kendi kendilerine bakmaya devam edebilmesi anlamına gelmektedir. Aricept (donepezil)'in güvenilirligi, 80 klinik arastırma ve 30,000 hasta üzerinde gerçeklestirilen gözlem çalısmaları ile onaylanmıs ve desteklenmistir”

Güvenilirliği onaylanmışta, klinik etkinliği bağımsız araştırmacılar tarafından gösterilmişmidi?. Kendi yaptıkları çalışmalarda bile etkinliği herzaman ispatlanamayan bir ilaca neden bu paralar ödeniyor? .

Bazı hastalar çocuk ve torunlarının adlarını hatırlıyor da diğerleri ne yapıyor??

Bu ilaçları üretenler ve bu firmalarla ilişkililer dışında yapılan çalışmaların neredeyse tümü bu ilaçların “cost-effective” olmadığını göstermiştir.

Daha ne kadar Devlet, bu ilaçlara milyonlarca dolar ödeyecek???

e – posta: tulunay@dialup.ankara.edu.tr