Bir Ahmak Olmayınca, Bir Akıllı Geçinemez

klinik farmakoloji dosyası
Acı İlaç

"Cahilin dostluğundan, âlimin düşmanlığı yeğdir"

Son günlerde tekrar gündeme gelen çocuk üzerinde araştırma konusu,  bilen bilmeyen, herkesin konuştuğu bir ortamda meselelerin ne hale geldiğinin güzel bir örneği oldu.

Doğru dürüst konuyu incelemeden “vatan-millet” edebiyatı yapanlar kafa karıştırmaktan başka bir şey yapmadılar..Türkiye’nin çok ciddi ilaç sorunları varken, ilaç fiyatları, gereksiz ilaç ödemeleri, etkisiz ilaçların kullanılması, bazı ilaçlar için  70 milyonun  kobay olarak kullanılması gibi, sağlıklı çocuklarda tek bir ilaç araştırması yapılmayan bir ülkede sanal problem yaratmak gündem çarpıtmak değilse nedir?

  • Ülkede Vioxx ve Celebrex her derde deva olarak satılırken ve muhtemelen binlerce kişi ölürken,
  • Hemen hemen hiçbir faydası olmayan Alzheimer ilaçları için trilyonlar ödenirken,
  • İkinci jenerasyon  antipsikotiklerin başka ülkelerde  demanslılarda kullanımı yasaklanırken, Türkiye’de devlet tarafından bedeli ödenirken,
  • Bazı uyuşturucular hiçbir kontrole tabi olmadan reçetesiz olarak satılırken,
  • Bazı ilaçlarda Türkiye için özel prospektüsler yazılırken,
  • Başka ülkelerde olamayan endikasyonlarla Türkiye’de ilaç satılırken,
  • Dünyanın hiçbir ülkesinde geri ödenmeyen ilaçlar mirasyedi gibi Türkiye’de devlet tarafından ödenirken,
  • Biyoeşdeğerliliği (kalitesi) kanıtlanmamış ilaçlar eczanelerde satılırken ve devlet tarafından bedelleri ödenirken,
  • Sahte biyoeşdeğerlikli ilaçlar halen eczane raflarındayken,
  • Dünyanın hiç bir ülkesinde geri ödemesi olmayan multivitaminlerin bedelleri Türkiye’de ödenirken,
  • Geri ödemesine kapsamından çıkartılan ilaçlar için meslek odaları kanalı ile “ruhsatlı her ilaç ödenmelidir” diye dava açılırken,
  • Senerce fahiş fiyatla hasta ve devleti soyan bazı ilaç firmaları fiyatlarını yüzde elliden fazla indirirken,
  • İşportada sahte ilaç satılırken,
  • Devlet ve hastalar soyulurken,

ŞİMDİ MANGALDA KÜL BIRAKMAYANLAR NEREDEYDİ? BİZ DÜN DE BU KONULARI GÜNDEME GETİRİYORDUK, BU GÜN DE GETİRİYORUZ...YARINDA GETİRECEĞİZ....

Okuduğunu bile anlamaktan aciz bazı  otlar (kendi deyimleri!) beyaz kadın ticaretinden sonra şimdi de  “beyaz çocuk” ticareti icat ettiler!. Görev yaptığı sürede ilaçların karaborsa satılmasına neden olanlar, Türkiye’de ilaç yoklukları yaratanlar, yabancı ilaç sanayi düşmanlığından başka söylemleri olmayan, hasbelkader bazı mevkilere geçmiş ayrık otları (kendi deyimleri) ülkenin hangi sorununu çözdüler?

Sizler bu işleri bilenlere bırakın,  tiyatro kolu, satranç kolu  gibi işlerle uğraşmaya devam edin. Gündeme gelmek (“in” olmak için) başka konular bulun....

Notlar:

1. Roche firmasının 85 milyon dolara mal ve Roche’un dünyadaki 2. büyük tablet ve kapsül fabrikasının açılış töreni beklendiği gibi tam bir fiyasko oldu. Yan sütunlardaki haberlere göre hiçbir üst düzey devlet adamı toplantıya katılmadı.

Sayın Meral Tamer’in 17 Temmuz günlü yazısından öğrendiğimize göre MSD’nin büro ve Mr. Ali’nin odasının açılışına bile  başbakan ve bakanlar katılıyor.

Roche büyüklüğüne rağmen henüz kriz yönetimini bile öğrenememiş. Hürriyet’te sayın Atıf Bir’in yazdığı gibi Roche  “şeffaf” olamadı. Biz de daha önceki yazımızda bu nedenle açılışa katılamayacağımızı bildirmiştik....Daha dava sonuçlanmadan böyle bir açılış gereklimiydi? Hadi yeni genel müdür henüz Türkiye’yi tanımıyor, Roche’ta hiç mi akil kişi kalmadı?.

Acaba  açılış yerine bir süre NEORECORMON’u ve diğer bazı ilaçlarınızı devlete de Beşer Ecza Deposuna verdiğiniz fiyattan verseniz daha iyi olmazmıydı?

Daha önceki satışlarınız hukuki de olsa, devletten aldıklarınızın bir bölümünü geri verseniz emin olun kısmen de olsa vicdanlarda da aklanarak, siz kazançlı çıkardınız.

2. Bazı zeka özürlüler internette “sörf” yapmayı “bilimsel araştırma” zannediyorlar ve sağda solda ahkam kesiyorlar. Araştırma ciddi bir iştir ve bu işi bilenler tarafından yapılır.

Ne demişler, “atlar nallanırken kurbağa ayağını uzatmaz”....Kendini “in yapmak” isteyenler tatminsizliklerini ona buna sataşarak değil, Sayın Dr. Haydar Dümen’e giderek tedavi ettirebilirler. Bundan sonra bu tiplere bu sütunlarda cevap verilmeyecektir. Ne demişler “davul dengi dengine çalar..”

3. Çocuklar üzerinde araştırmalarla ilgili basın bildirisi “KLİNİK FARMAKOLOJİ DERNEĞİ”i tarafından yapılmış ve tam metin Farmamedya’da da yayınlanmıştır.

Sabah Gazetesi yazarlarından sayın Balçiçek Pamir bu bildiriyi “FARMAKOLOJİ DERNEĞİ”ne mal etmiştir. Farmakoloji Derneği ayrı bir dernek olup, bildiğimiz kadarı ile bu konuda herhangi bir basın açıklaması yapmamıştır.

e - posta :tulunay@dialup.ankara.edu.tr